Şairlerin Jazz’cıları, Jazz’cıların Şairleri
Evrensel sanat dünyasında edebiyat ve müzik ilişkisinin belki de en güzel örneklerini şiir ve jazz türlerinde bulabiliriz. Şiirlerden bestelenen jazz şarkıları kadar, jazz’cıların yetenek ve ruh çekiciliklerinden etkilenerek yazılan şiirlerin sanatsal kalitesi de kendisini hemen gösterir.
Bu yazı dizisinde şiirlerden bestelenen jazz parçaları ile jazz’cılardan etkilenerek yazılan şiirlerden örnekler okuyacak, dinleyecek, yaratıcıların olmazsa olmazı ilham perilerinin dinlediği jazz’cıları ve okuduğu şairleri yakından tanıyacağız.
Ne yazık ki, güzel bir jazz ballad’ı kadar avangart bir jazz parçası için bulunmaz bir hazine olan dünya edebiyatının yerel ve evrensel şiir arşivi, ülkemiz jazz’cıları arasında çok da rağbet görmemiş.
Son yıllarda genç kuşağın usta piyanisti Yiğit Özatalay’ın grubu “Yürüyen Merdiven” ile yaptığı çalışmaları dışında yıllardır Nazım Hikmet Ran’ın şiirleri üzerine çalışmaları ile tanınan piyanist Tayfun Erdem ve Ece Ayhan’ın bir şiiri üzerine parçası bulunan Tamer Temel ilk akla gelenlerden…
Müzisyenlerin ve şairlerin çalışmaların derinlemesine odaklanacağımız, kendilerine sorular soracağımız, müziklerini ve satırlarını anlamaya çalıştığımız bu yazı dizisi bakalım bize ne kadar malzeme verecek.
Daha önce İzmir’de yayınlanan “Caz Kedisi” (http://www.cazkedisi.com.tr/) adlı şiir dergisinde yayınlanan dizinin bu ilk yazısında herhangi bir şair ya da müzisyeni tanıtmadan, önceliği bu birlikteliğe mükemmel bir örnek olan “Jazz ve Şiir Festivalleri”ne ayırmak istedim.
“jazz ve şiir festivalleri…”
“Jazz Poetry Festival”, “Poetry and Jazz Festival” gibi isimlerle yapılan bu organizasyonlar bir jazz festivalinin kapsamında, konserlere yan etkinlik olarak yapıldığı gibi son yıllarda başlı başına festival olarak da düzenlenmekte.
Performanslar çoğunlukla yerel ya da ünlü jazz müzisyenlerinin önünde şiir okunarak sergilenmekte. Orkestralar 3’lü, 4’lü olabildiği gibi büyük orkestra olarak tabir edilen “big band”lar eşliğinde de yapılmakta. Bazen de duo yani ikili formatta şair ve jazz müzisyeni aynı sahneyi paylaşmakta.
Dünyanın pek çok ülkesinden şairlerin davet edildiği bu tip organizasyonların ilginç bir yanıysa şairlerin şiirleri çoğunlukla kendi dilinde okumasıdır. “youtube” sayfalarında izleyebileceğiniz çok sayıda performanslarda görünebileceği gibi örneğin Ukraynalı bir bayan şairin kendi dilinde okuduğu (ve belki de kimsenin anlamadığı) bir şiiri dinlerken arkada bir big band jazz grubu çalabilmekte.
Başta Amerika olmak üzere Avrupa’da da ilgi gören bu festivallere kendilerini “feminist, beat, politik” gibi kavramlarla tanımlayan şairler kadar; sadece müzik sevgileriyle jazz ve jazz müzisyenleri için şiir yazan şairler de katılmakta.
Bu şairlerin en önemlilerinden biri olan “Ishmael Reed”in “When I die I will go to jazz” isimli ünlü şiirini bir jazz dörtlüsü önünde okuduğu performansını youtube kanalında kolayca bulabilir, izleyebilirsiniz.
Jazz sevgisini “Jazz bana pek çok şey verdi, belki birazını ona geri verebilirim” diyerek özetleyen Ishmael Reed’in hiciv sanatı da kullandığı şiirlerinde çoğunlukla Amerika’nın politik ve kültürel baskısı konu edilmekte.
“As Ted would say / Let them go to Heaven / Or let them go to Hell / When I die I want to go to Jazz / …” satırları ile başlayan “When I die I will go to jazz” isimli şiirinde mini bir jazz tarihini anlatılır. Mingus’tan Sun Ra’ya, Ella Fitzgerald’dan Miles Davis’e kadar jazz’ın kült isimlerine saygı ve sevgiyi anlatan bu eser belki de jazz orkestrası önünden okunması en çok yakışan şiirlerden biridir.
“şiirli jazz festivalleri 15 yıldır yapılmakta…”
Bu yıl onbeşinci yaşını kutlayan “Jazz Poetry Month” belki de en önemli şiir/jazz festivallerinden… (https://www.alphabetcity.org/jazz-poetry-month/)
Eylül boyunca on üç farklı ülkeden yirmi jazz ve edebiyat insanının bir araya getirildiği festival sanatçılar arasındaki işbirliğine önem veren yapısı dikkati çekmekte. 2005 yılında bir gecelik tek konserle başlayan festival bugün bir ay süren ve farklı dilleri, müziği ve canlı performansı bir araya getiren dünya çapında bilinen önemli bir platform yapısına kavuşmuş.
Festival programının doluluğu hemen farkedilmekte… 7 Eylül akşamı İranlı şarkıcı ve insan hakları aktivisti Mahsa Vahdat ve İranlı Amerikan şair ve oyun yazarı Sholeh Wolpé’nin performansı ile başlayan festival, çoğunlukla Jure Pukl (saksofon), Vladimir Kostadinovic (davul), Marko Churnchetz (piyano), ve Harish Raghavan (kontrbas) dan oluşan “The Possible 4” grubunun önünde yer alan şairlerin performansları ile devam ediyor.
The Guardian gazetesinin “Dünyanın en büyük jazz konser salonlarından biri” olarak tanımladığı San Francisco’da yer alan “SFJAZZ” konser salonu bu yıl nisan ayında beş gün süren “SFJAZZ POETRY FESTIVAL” adı altında bir organizasyona imza attı. (https://www.sfjazz.org/tickets/productions/poetry-festival-one/)
Festivale bu yıl Adam Mansbach, Ambrose Akinmusire, Janae Johnson, Jeff Chang, Howard Wiley, Lauren Whitehead, Mino Yanci, Mona Webb, Ryannicole, Tongo Eisen-Martin ve Zoe Samudzi gibi şair, yazar, müzisyen ve gruplar katılmış. Festivalin bu yıl belki de en güzel yeniliği çocuk şairlere de yer vermesi olmuş.
“ülkemizden şiir jazz örnekleri…”
Ülkemizdeki jazz festivallerinde bu tip bir programa rastlayamasak da bireysel organizasyonların yapıldığını görmek gelecek için umut verici olabilir. Caz Kedisi dergisinin kurucusu ve ülkemizde belki de jazz ve jazz müzisyenleri için en çok şiir yazan şairlerin en başında gelen Halim Yazıcı’nın, sadece ülkemizde değil özellikle Fransa’da yaptığı çalışmalar ile dünya jazz sahnelerinde saygın bir yeri olan vokalist ve perküsyonist Senem Diyici ile ortak çalışmalarını hatırlamak gerekmekte.
Bugünlerde Aykut Gürel önderliğinde bir jazz ve şiir albümü çıkaran usta oyuncu ve sunucu Selçuk Yöntem’in Borges’dan Neruda’ya, Özdemir Asaf’tan Nazım Hikmet’e kadar çok sayıda şairin şiirine yer verdiği özel bir çalışma dikkatimizi çekmekte. Ülkemizde ve yurtdışında bir dizi konserle müziksever ve şiirseverlere sunulan çalışma Aykut Gürel dışında Cem Tuncer, Ercüment Orkut, Siney Yılmaz ve Ediz Hafızoğlu gibi genç kuşağın usta jazz müzisyenlerine de yer vermekte. Çalışma ülkemizde yapılan şiir jazz birlikteliğinin güzel örneklerinden sayılabilir.
Selçuk Yöntem’in “Jazz ve Şiir” başlığı altında Mart 2019 ayında Viyana’da verdiği performansında bu kez sahnede Avrupalı jazz müzisyenleri yer alırken, vokalde kendisine yine genç kuşağın usta sesi Selen Beytekin eşlik etmiş.
Aynı tarihlerde bu kez usta jazz gitaristimiz Önder Focan’ın kontrbasçı Ozan Musluoğlu’yla beraber Londra’da düzenlenen “Poetry And Jazz” adlı özel bir buluşmaya davet edildiğini görüyoruz. Cahit Külebi’den Yahya Kemal’e, Orhan Veli’den Bedri Rahmi Eyüpoğlu ve Ümit Yaşar Oğuzcan’a kadar uzanan edebiyat tarihimizin en seçkin şairlerinin eserlerine yer verildiği gecenin şiir okumalarının İngilizcelerini Tice Can, Türkçelerini ise Londra’da yaşayan şarkıcı ve performans sanatçısı Dila Vardar üstlenmiş. Önder Focan gecede şiirlerle birlikte, “Rüzgar Kırdı Dalımı, Yıldızların Altında, Hicaz Peşrev” gibi unutulmaz Türk sanat müziği parçaları yanında “Boğaz’da” ve “Çengelköylü” gibi kendi bestelerini de yorumlamış.
“Şairlerin Jazz’cıları, Jazz’cıların Şairleri” dizimizin bu ilk yazısında ülkemizde yeni yeni farkedilen ama zamanla en güzellerini yapacağımızdan emin olduğumuz jazz ve şiir buluşmalarına yer verdik, gelecek yazılarda yeni albüm ve şiir keşiflerinde buluşmak üzere…