2016’nın Jazz Kitaplarından…
Yılın son günlerinde ya da şimdilerde olduğu gibi yeni yılın ilk zamanlarında, ister istemez, geride bıraktığımız yılda yaşananları hatırlamaya çalışıyoruz. Giderek genişleterek söylersek; hem özel yaşantımızda neler yaşadığımızın, hem yakın çevremizdeki değişikliklerin hem de ilgilendiğimiz alanlardaki gelişmelerin bir muhasebesi denebilir. Çeşitli mecralarda ve yayınlarda oluşturulan listeler, derlemeler, değerlendirme yazıları bu konuda yol gösterici… Biz de şimdi burada, 2016 yılını bir de yayımlanan jazz kitapları açısından değerlendirelim istedik.
Aslında şimdiye kadar çok “sağlam” jazz kitapları çıktı Türkçede. Belli başlı temel eserlere sahibiz (mesela Joachim E. Berendt’in meşhur Caz Kitabı, 2003’te Ayrıntı Yayınları tarafından yayımlanmıştı) ama yurt dışındaki yayın temposunu göz önünde bulundurursak, pek yeterli değil elbette. 2016 yılında da, öne çıkan yalnızca üç jazz kitabı okuma imkânı bulduk Türkçede:
1. Caz Çok Zor, Hazırlayan: Batu Akyol, Kara Plak Yayınları
Türkiye’de Caz (Jazz in Turkey) belgeselini izlemiş miydiniz? (Bir şekilde rast gelmediyseniz, internet üzerinden izleyebileceğinizi hatırlatalım.) Yönetmenliğini Batu Akyol’un yaptığı Türkiye’de Caz belgeseli, jazz müziğinin ve müzisyenlerinin Türkiye’deki durumunu, gelişim evrelerini ve etkileşimlerini Türkiye’nin tarihiyle paralel olarak inceleyen bir çalışma olarak özetlenebilir. Çekimlerine 2011’de başlanan ve yaklaşık 50 isim ile gerçekleştirilen röportajlardan derlenen bu sözlü tarih çalışması, Türkiye’de, bu kapsamda ve yapıdaki ilk çalışma olma özelliğini de taşıyor. Yönetmen Batu Akyol, bu “ilk olma” meselesinden çok, “son olmama” measelesinin daha önemli olduğunun altını çizmiş. Gerçekten de bizler de, bu çalışmanın bir “başlangıç” olmasını umut ediyoruz – ediyorduk… Nitekim, belki ikinci bir belgesel ya da film olarak değil ama bir kitap şeklinde devamı geldi Türkiye’de Caz belgeselinin. Söz konusu belgesele “sığmayanlar” Caz Çok Zor kitabında bir araya getirildi 2016 yılı içerisinde. Böylelikle, jazz’ın Türkiye’deki yolculuğuna dair tanıklıkların izini, bu söyleşi kitabında sürmeye devam edebiliyoruz. Müzisyenler, konserler, albümler, festivaller, jazz icra edilen farklı yerler açısından…
2. Caz Felsefesi, Daniel Martin Feige, Dost Kitabevi Yayınları, Çeviren: Necati Aça
Daniel Martin Feige’nin, Türkçede 2016 yılı içerisinde ekim ayında yayımlanan Caz Felsefesi kitabının konusu, adı üstünde, jazz felsefesi. Bir giriş kitabı olarak da nitelendirilebileceğini söylemiş yazar. Ancak bir uyarısı da var; kitabın genel olarak jazz’a dair bilgi vermek anlamında bir giriş kitabı olmadığını özellikle belirtiyor ve ekliyor: “Bu kitap, daha çok, jazz’la bağlantılı ve bu müzik türüne esasen dinleyici ya da yapımcı olarak aşina olan bir kişinin bakış açısından bakıldığında öne çıkan felsefece soruların bir açıklamasıdır.” Diğer bir deyişle, hem belli bir sanat müziği türü olarak jazz’ın felsefi bir eskizi çiziliyor Caz Felsefesi kitabında hem de jazz’ın felsefece düşünüş için neden ve dereceye kadar ilginç bir nesne olduğu açıklanmaya çalışılıyor. Bunu yaparken de “jazz ve Avrupa sanat müziği geleneği”, “eser ve doğaçlama” ve “müzisyen ve gelenek” gibi duraklara uğramış Daniel Martin Feige.
3. Takipçi, Julio Cortázar, Delidolu Yayınları, Resimleyen: José Muñoz, Çeviren: Pınar Savaş
2016’nın heyecan verici yayınlarından biriydi Julio Cortázar’ın Takipçi isimli bu uzun öyküsü. Hatta yıl içinde, bu platformda ayrıntılı bir incelemesini de yapmıştık.. Kısacası şöyle demiştik: “Julio Cortázar’ın kaleminden Charlie Parker… Daha ne olsun!”
Jazz piyanisti Kenny Werner’ın jazz’a ve jazz müzisyenlerine de sıklıkla atıfta bulunduğu kitabı Zahmetsiz Ustalığı da bu listeye dahil edebiliriz elbette. Pan Yayıncılık tarafından Selma Öğünç Türkçesiyle yayımlanmıştı.
2016’da yurt dışındaki durum nasıldı?
2016 yılında yayımlanan jazz kitapları çerçevesinden yurt dışında neler yaşandığına baktığımızda, kuşkusuz, daha bereketli bir manzarayla karşılaşıyoruz. Dolayısıyla yayımlanan bütün jazz kitaplarını değil, “öne çıkanları” derledik burada.
Türkiye’de Caz belgeseli ile Caz Çok Zor kitabı arasındaki ilişkinin bir benzeri de, Nina Simone biyografisi üzerinden gerçekleşti. Bir Netflix yapımı olan What Happened, Miss Simone?, 2015’in dikkate değer belgesellerinden biriydi. Çok zaman geçmeden, bu ilham verici belgeselden yola çıkan bir kitap da yayımlandı. Daha önce Leonard Cohen, Jeff Buckley ve Prince hakkındaki kitaplarıyla da bilinen Alan Light’ın kaleme aldığı belgeselle aynı adlı kitap, 2016’nın ilk aylarında raflardaki yerini aldı; Crown Archetype yayınevi tarafından 9 Şubat’ta yayımlandı. Bakalım Türkçesiyle de karşılaşabilecek miyiz yakın zaman içerisinde!
ina Simone biyografisinin Türkçedeki akıbeti belli değil belki ama, bir Billie Holiday biyografisinin şansı daha yüksektir olabilir. Billie Holiday’in Kasım 1933’te, kayıt stüdyosuna attığı o ilk adımla başlayan Billie Holiday: The Musician and the Myth kitabı, yalnızca bir biyografi olarak değil; Billie Holiday’in sanatı ve onun yaşamına etkisi üzerine bir “düşünüş” olarak nitelendirilmiş. İngilizcede Penguin yayınevinden Mart 2016 başında çıkan kitabın yazarı da, daha önce Miles Davis ve Sun Ra hakkındaki kitaplarıyla da tanınan John Szwed.
John Szwed’in söz konusu Sun Ra biyografisi biraz “eski” bir kitap. İlk olarak 1998 yılında yayımlanmış. Daha yakın tarihli (daha kolay ulaşılabilir) bir çalışma arayanlar için ise, Paul Youngquist’in Ekim 2016 tarihli A Pure Solar World: Sun Ra and the Birth of Afrofuturism kitabını önerebiliriz. Satürn’den geldiğini iddia eden ve Afrofütürizmin babası olarak anılan Sun Ra’nın, 15 Nisan 1990’da İstiklal Caddesi turunu hatırlayanların gözündeki yeri her zaman ayrıdır hiç kuşkusuz! Dolayısıyla bu biyografinin de yeri ayrı olacaktır eminim.
frofütürizmin demişken… 2016 yılının İngilizcedeki öne çıkan jazz kitaplarından biri de Karlton E. Hester’in African Roots of the Jazz Evolution isimli çalışmasıydı. (Aslında 2016 içinde yayımlanan, kitabın üçüncü baskısıydı). Adından da anlaşlacağı gibi, jazz’ın geleneksel Afrika müziğinden nasıl doğduğunu/evrildiğini tartışan bir araştırma-inceleme kitabı…
2016’nın hemen başında yayımlanan The Sound of the North: The Norwegian Jazz Scene kitabı ise, biraz daha “soğuk” bir coğrafyaya bakıyor ve Norveç’in renkli jazz hayatına ilişkin ilk monograf olma özelliğini taşıyordu. Luca Vitali’nin kaleme aldığı ve Mimesis International tarafından yayımlanan kitapta, Norveç kökenli jazz’ın örneklerini içeren bir CD de yer alıyor. Benzer bir yaklaşımla ama bu sefer jazz’ın merkezinden seslenen bir kitap da yayımlandı 2016’da. Thomas H. Greenland’in Jazzing isimli çalışması, New York’taki jazz sahnesinde odaklanıyor. Konuya daha geniş bir perspektiften bakmak isteyenler için ise, Jazz Worlds/World Jazz kitabını tavsiye edebiliriz. Editörlüğünü Philip V. Bohlman ile Goffredo Plastino’nun üstlendiği ve Nisan 2016’da University of Chicago Press tarafından yayımlanan çalışmada, jazz’ın yalnızca bir Amerikan alametifarikası olmadığının altı çiziliyor. Azerbaycan, Ermenistan, Hindistan gibi ülkelerden gelen seslere de kulak kabartan kitap, jazz’ın evrensel yanını gösteren en güncel örneklerden…
Jazz müziğinin bizzat kendisi gibi, doğrudan duyularımıza hitap eden kitaplar da yayımlandı 2016 yılı içerisinde. Gary Scott Beatty’nin Jazz: Midnight’ı, çizgi romanın bütün olanaklarıyla 1950’li yıllardaki jazz kulüplerinin görsel anlamda da atmosferini yansıtmayı başarıyordu. Yine görselliğin ön planda olduğu bir başka kitap da, The Jazz Coloring Book. Diğer bir deyişle, son zamanlarda bir furya haline gelen boyama kitaplarından –belki de kaçınılmaz olarak– jazz da nasibini almış oldu! Bu kitapla birlikte boyama imkânı bulacağımız isimlerden bazıları şöyle: Frank Sinatra, Billie Holiday, Tony Bennett, Ella Fitzgerald, Louis Armstrong (Satchmo), Chet Baker, Miles Davis, John Coltrane, Nina Simone, Dave Brubeck, Wynton Marsalis, Fred Estaire, Benny Goodman, Jelly Roll Morton, Diana Krall… Björn Heile, Peter Elsdon ve Jenny Doctor’ın editörlüğünü üstlendiği Ağustos 2016 tarihli Watching Jazz: Encounters with Jazz Performance on Screen isimli çalışma ise, adı üstünde, jazz’ın ekranlardaki durumunu irdeliyor; filmlerden televizyona, dijital teknolojiden online medyaya kadar… Üstelik bunu sistematik bir şekilde yapan ilk çalışma olarak nitelendirilmiş.
Son olarak da işin en başına dönelim ve kaleme aldığı müzik kitaplarıyla her zaman ilgi çekmiş olan Ted Gioia’nın bir “jazz’a giriş” kitabı olarak adlandırabileceğimiz How to Listen to Jazz kitabıyla bitirelim.